İçimden Geldi...

Şairler, sevgi ve bağlılığa o kadar şey yükledi ki insanların beklentileri o derece büyüdü. Yaşanan, beklenen gibi olmayınca da günümüz problemleri doğdu. Aslında bütün suç şairlerdeydi. Sevgiyi değil de nefreti işleseydiler keşke şiirlerinde. Denilecek ki şimdi, o zaman insanlar nefrete yönelirdi. Ama ben şimdiye kadar şiirlerden ilham alıp seven bir insan da görmedim. Bu ne çelişkidir o zaman. Bu ne tutarsızlık. Dedim ya şairler batırdı insanları bunalımlara, karanlık dehlizlere onlar sürüklediler bizi. Çok büyüttüler sevgiyi. Biz masum muyuz? Kurban mıyız? Hayır. Teşvik ediciyiz. Yeme atlayan balıklar gibiyiz biz de. Hem duygularımıza yenik, hem de çoğunluğun, popülerliğin peşine takılan. Şairler de çok iyi kullandı bunu, belki de koca bir tebriği hak ediyorlar. Biz insanlar, başımıza gelen her şeyi kendimiz yarattık. Sonra da başkalarını suçladık. Suça neden olanlar da insandı, suçu işleyenler de. Hiç kimsenin aklına gelmedi tabi, insanı suçlamak, onun güçlü görünen ama korkunç derecede zayıf dünyasını suçlamak. İnsan suçluydu; basit olanı büyüttü, sonra o büyüklüğün altında ezildi, devamında türdeşlerini suçlayarak rahatlamaya çalıştı. Sonuç hiçbir şekilde değişmiyor tabi. Büyüttüklerinin ağırlığında ezilmekten kurtuluş yok, suçlayıp, cezalandırıp rahatlamak yok. Kurtuluş, önemsemeden önce durmakta.

Yorumlar