Hugo
Hugo... İlk duyduğumda çocuk filmidir bu dedim. Ee çocuk filmi olsa ne olur? En temiz, en ince mesajlar o filmlerde verilmiyor mu? Baktım Oscar almış, görmek gerek dedim. Gördüm, güzeldi. :) Film hakkında söyleyeceğim çok şey yok. Eğer biraz daha küçük olsaydım izlerken daha farklı düşünürdüm. Ama şimdi, büyüdüğümüzde oturup küçüklerin filmlerini izlememiz gerektiğini düşünüyorum.
Kahraman, yalnız bir çocuk. Çocuk ama zekası kocaman. Sürekli bir şeyleri tamir ediyor. Değinmeden geçemeyeceğim, tatlı mı tatlı da ayrıca. Neden buradayım, amacım ne gibi sorulara cevap niteliğinde; varlığımız, bozulan başka bir varlığı tamir etmek için vardır gibi düşünceler uyandırıyor.
Çocuk yani Hugo, ölen babasının kendisine bir mesaj bıraktığına inanıyor. Bozuk bir makineyle... Tamir ederse o makineyi babasının mesajını alacak, düşüncesi bu. Ama detaya inince, onardığı şey sadece makine olmayacak. Başka hayatları, başka hayalleri de onaracak. Büyük bir tren istasyonunda, tek başına kalmış küçük bir çocuğa ne gözle bakarsınız? O zamanlar haklarından yetimhane gelen küçük hırsızlardı, büyük akıllıların(!) gözünde. Hugo, hiç de göründüğü kadar değildi. Filmin sonuna geldiğimizde hepimiz görüyoruz. Duygu yüklü, hayranlık uyandırır.
Alınan Oscarlar, hikayeyle ilgili değildi, daha teknik dallardaydı. Evet öyle Oscarlık bir konusu yok, ama yavan da değil. Büyük hayatlarımızdan fırsat bulup, o küçük hayatı izlemeliyiz.

Kahraman, yalnız bir çocuk. Çocuk ama zekası kocaman. Sürekli bir şeyleri tamir ediyor. Değinmeden geçemeyeceğim, tatlı mı tatlı da ayrıca. Neden buradayım, amacım ne gibi sorulara cevap niteliğinde; varlığımız, bozulan başka bir varlığı tamir etmek için vardır gibi düşünceler uyandırıyor.
Çocuk yani Hugo, ölen babasının kendisine bir mesaj bıraktığına inanıyor. Bozuk bir makineyle... Tamir ederse o makineyi babasının mesajını alacak, düşüncesi bu. Ama detaya inince, onardığı şey sadece makine olmayacak. Başka hayatları, başka hayalleri de onaracak. Büyük bir tren istasyonunda, tek başına kalmış küçük bir çocuğa ne gözle bakarsınız? O zamanlar haklarından yetimhane gelen küçük hırsızlardı, büyük akıllıların(!) gözünde. Hugo, hiç de göründüğü kadar değildi. Filmin sonuna geldiğimizde hepimiz görüyoruz. Duygu yüklü, hayranlık uyandırır.
Alınan Oscarlar, hikayeyle ilgili değildi, daha teknik dallardaydı. Evet öyle Oscarlık bir konusu yok, ama yavan da değil. Büyük hayatlarımızdan fırsat bulup, o küçük hayatı izlemeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder