Snow White and the Huntsman

 
   Çocukluğumun kahramanı Pamuk Prensesti. Şimdi büyüdük, zevkler değişmiş olacak ki artık o kahraman cadı oldu. :) Eee tabi çocukluğun o masumiyeti, iyiliği gün geçtikçe kaybediliyor. Aydınlık kararıyor. Gerçeklerle yüzleştikçe o masallardaki beyazlığı aramaz oluyoruz. Bir süre sonra da karanlığın askerleri, kötülük severler olup çıkıyoruz. Tanrı istemiyor hep masum ve iyi olmamızı, çocuk kalmamıza izin vermeyerek. Ve kötülük potansiyeline sahip saltanatların sonsuza dek sürmesini istemiyor, sonsuz güzelliğe izin vermeyerek. Aslında adil olduğunu söyleyebilirim.
 
   Filme Charlize Theron'un "Mirror mirror"  deyişini dinlemek için gittim. Talihsizliğim ki Türkçe dublajdı film. Hayallerimin yıkıldığı an oldu, çok keyif alamadım haliyle. Dublaj kötüydü demek istemiyorum ama oyuncunun sesi olmazsa o heyecan yaratılmıyor. Animasyonlar dışında şiddetle karşıyım dublaja. Neyse, konumuza dönelim. Film masallar gibiydi. Thor olarak bildiğimiz  Chris Hemsworth  -aşığımdır kendisine- etkiliydi belki ama filme adını veren avcı dış elemandı. Bence "Pamuk Prenses ve Cadı" olmalıydı filmin adı. Çünkü bütün ihtişamı ve asaletiyle cadı rolünün hakkını vermiş bir oyuncu duruyordu karşımda. Etkili eleman oydu. O kötü taraf, Pamuk Prenses iyi taraftı. Avcı dış kapının mandalıydı. :) Ve eklemek istiyorum, çocukluğumun cadıları çirkindi. Bu filmdeki gibi olsaydılar, cadıları sever ve kötü bir çocuk olurdum eminim :)
 
   Güzellik! Bütün olay bu. Muhteşem cadımın kralı öldürürken dedikleri çok hoşuma gitti. Söyledikleri mantıklı. Hiç bitmeyen bir güzellik, sonsuza dek sürecek bir saltanat demek. Çünkü güzel ve zeki bir kadının yaptıramayacağı bir şey yoktur. Şimdi de Adriana Lima'nın peşinden koşmalarımız gibi. Ama sorun bitmeyen bir güzelliğin olmamasıydı. Cadımız bunu hileyle elde etmişti, sonsuza kadar süremezdi elbette. Öldüğünde gerçekten gözlerim doldu. Çocukluğumun kahramanı güzel ve iyi Pamuk Prenses'e nefretle baktım, o muhteşem güzellik gözlerimin önünde yok olurken. Ve film bitti. Mutlu son. Kimin için mutlu son? Zamanında acımasızca davranılmış, cezalandırılmış masum bir çocuğun masumiyetini yitirmesi, intikam hırsı, bir daha aynı duruma düşmeyeceğine yemin etmesi ve bunun doğrultusunda yaşaması. Cadı kötü müydü? Evet, katıksız. Ama nasıl kötü oldu? Bunu kimse sorgulamaz işte. Evet çocukken sorgulamazdım. Artık öyle değil. Kötü olan bütün insanlık.

   Özetle, film güzel. Gidin izleyin. Dublajlı değil ama!! Ne vakit kaybı ne de nakit. Kadro güzel. Charlize Theron usta. Kristen Stewart hiç değişmemiş. Alacakaranlık serisinden bildiğimiz mimikler. Savaş zırhı da çok yakışmış söylemeden edemeyeceğim. Chris Hemsworth, tanrıyken daha asaletliydi tabi ama bu avcı rolü de yakışmış doğrusu.





Yorumlar