Monster, 1989-1990 yılları arasında çok sayıda insanı öldüren dünyanın ilk kadın seri katili Aileen Wuornos'un gerçek hikayesinin perdeye yansımasıdır. Başrolümüz Charlize Theron lezbiyen seri katil Aileen Wuornos'u, Christina Ricci de onun aşığı Selby Wall karakterini canlandırıyor.

Aileen hayatın sillesini yemiş, duygusal çöküntülerinde boğulmak üzere olan bir kadın. Ta ki bir gün barda, aradığı yeni umut olan Selby Wall ile tanışana kadar. Bulduğu umudun ona bambaşka bir gelecek getireceğini bilemiyordu tabi. Neyse, Aileen ve Selby birlikte yaşamak isterler. Geçimlerini de Aileen'in fahişelik yaparak kazandığı parayla yapacaklardır. Ama müşterilerinden biri sadist bir manyak çıkınca Aileen'de bir şeyler değişir. Canını kurtarmak için adamı öldürür, sonra arabasını ve parasını alır. Geçinmek için bulduğu yeni yol bu olacaktır artık. Sefil hayatından bıkmıştır. İnsanlara öfke duymaktadır. Ama hepsinden çok Selby ile hayalini kurduğu hayatı yaşamak istemektedir.
Hikaye ilk bakışta ahım şahım bir şey gibi durmuyor. Hadi ben seri katillerin hikayelerine meraklıyım, meraklısı olmayan için sıkıcı olabilir. Gerçek bir hikaye olması bir tık çekici kılabilir belki ama asıl olay yaratan Charlize Theron olmuş bence. Aileen Wuornos'a benzemek için muazzam bir değişimden geçmiş, karakterin çatışmalarını, sıkıntılarını çok güzel yansıtmış, karşılığında da En İyi Kadın Oyuncu Oscar'ını almış. Kronik Charlize Theron hastası olduğum için yorumlarım objektif olmayabilir tabii..

Gelelim Aileen'in kız arkadaşı Selby Wall'a. Tam bir baş belası, silik, itici bir tip. Kadınlardan hoşlandığı için ailesi tarafından cezalandırılmış. Aileen'in hayatının aşkı oluyor ama işlediği cinayetlerle suçlanınca mahkemede aleyhinde tanıklık ederek ona son darbeyi vuruyor. Karakterden hiç hoşlanmadım, çok da sinir oldum.
109 dakikalık bir dram. İlk başlarda Charlize Theron aradım filmde. Kadınımı öyle bir hale getirmişler ki şok geçirdim. Sonra gözüm alıştı. Güzel gidiyor güzel, izleyin. :)
Yorumlar
Yorum Gönder