Nedenler...

    Uzun zaman sonra tekrar yazmaya başlıyorum. Kaçış arıyorum. Mevcut düzenden, zihnimin karmaşasından sıyrılıp akışa karışabilmenin yolunu arıyorum. Yanlış kararlar aldım, aldığım o yanlış kararlar kimliğimden farklı bir şekilde gelişmeme sebep oldu. Aynı kararlar sonucunda başlangıç noktama, yalnızlığıma geri döndüm. Ancak, acı dolu bir zihinle. Artık hayata daha güvensiz, daha pesimist bakıyorum. Dostlarımın bana kattığı bu; acıyla olgunlaşma. İnanıp, hayal kurup, sonra da inşa ettiğim enkazın altında kalmak... İnsan neden acı tecrübelerle büyür. Evrenin bize gülümsemesi mi bu; “Sana zorlu yollar veriyorum, ödülün de gelişmek, büyümek, olgunlaşmak olacak.”. Olgunlaşıyor muyum peki? Ben eskiden daha olgun bir insandım sanki.


    Her şey sorgulamayla başlıyordu. “Sorgulanmamış bir hayat, yaşanmaya değmez!” Sokrates’i çok ciddiye aldım. Yıllarca odamın duvarındaki bu söze bakıp, düşündüm. Hep sorguladım. Neden? Neden bunu hakkettim? Neden böyle oldu? Neden hata yaptım? “Neden” sorusu insanın yaradılışından bu yana birçok kapıyı aralamış, bizi ileriye taşımış bir soru. “Bu elma neden başıma düştü?” diye sorarken Newton, “Bu tas neden suyun üstünde duruyor?” diye sorarken Arşimet, “Neden yalnız bırakıldım?” diye sorarken Merve. Hangisi insanlığı ileri götürür? Hayatı sorgulayın derken, Sokrates’in kastettiği bu sorgulama değildir diye düşünüyorum artık. Soruları doğru sormak mesele galiba. Yanlış insanlara sorulan yanlış sorular bizi yalnızlığa itiyor. Cevaplar yeni bir buluş getirmiyor zira, kendi gerçekliğimizle yüzleşmemize sebep oluyor. Ve her insan gerçeğini pembe gözlüklerle görmüyor ne yazık ki. Hal böyle olunca bir grup, bireyselleşmenin ardından yalnızlaşma, sönükleşme, yaşam enerjisinin körelmesi ve yok oluşa doğru ipi göğüslüyor. Toplum bu insanları memnuniyetle eler. Kimse halı altına süpürdüğü gerçekleri reklam tabelası gibi üzerinde taşıyan insanları istemez. Onları sindirir, yok eder. 

Böylece hayat devam eder…

Yorumlar

  1. Yazmaya başlamana sevindim, benim şimdiye dek bulabildiğim en sağaltıcı eylem (pasif eylem de denilebilir). Ortak bir insanlık hali var, bazen unutup kendi aklımıza sıkışıyor hatta o çok güvendiğimiz ve ajanda bu benim dediğimiz ile kör oluyoruz. Yazını okumak kötülüğüme ışık tuttu. Merakla diğer yazılarını bekliyorum. Sevgilerimle 🤗

    YanıtlaSil

Yorum Gönder